Bu Blogda Ara

26 Mart 2012 Pazartesi

ETLİ KURU FASÜLYE

ETLİ KURU FASÜLYE

Herkese mutlu bir hafta diliyorum ve direkt konuya giriş yapıyorum...

 Geçenlerde bloğuma bir baktım aaaa!!
o da ne?

    Bloğumda hiç bakliyat yemeği tarifi vermemişim,sanki yapmıyormuşum gibi:)
Şöyle bir düşününce,neden olmadığını biraz anımsıyorum sanki, göz kararı yaptığım için ya ölçülerini not almayı unutuyorum yada fotoğrafını çekmeden bitivriveriyorlardı bizimkiler, ama geçenlerde azmimle hem fotoğrafını almayı hemde tarifini not etmeyi başarmıştım,yaz gelmeden bugün tarifini vermeyi başarırsam da ,sanırım sonuca ulaşmış olacağım artık (:

Neyse efendim zaten çoğumuzun evinde pişen bir yemektir kurufasülye yemeği birde benden olsun değil mi?
buyrun tarifime...

MALZEMELER

5 su bardağı haşlanmış kuru fasülye
500 gr kuşbaşı et   (ben bir kısmını kemikli et kullandım)
2 adet orta boy kuru soğan
1 yemek kaşığı tereyağ
3 yemek kaşığı sıvıyağı
1 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı tatlı biber salçası
1 tatlı kaşığı acı biber salçası
4 su bardağı kadar su
tuz
taze çekilmiş karabiber
pul biber

ETLİ KURU FASÜLYE
HAZIRLANIŞI

  Öncelikle kuru fasülyeleri akşamdan ıslatıp ertesi günü yıkayıp, orta yumuşaklıkta haşlayalım.düdüklü tencereye yağları alıp ısıtalım,ardından etleri ekleyip,(eğer mümkünse bir kısmını kemikli et kullanın çok daha lezzetli oluyor) güzelce kavuralım,suyunu salıp çekince yemeklik doğranmış soğanları da ekleyip biraz daha kavuralım ve salçaları ilave edip kavurmaya devam edelim.En son haşlanmış kuru fasülye,tuz ve baharatlarını ekleyip biraz daha kavurduktan sonra suyunu ekleyip düdüklünün kapağını kapatıp pişirmeye başlayalım.

  Hepimizin de bildiği üzere düdüklü tencerede normal tencereye göre daha çabuk pişer fakat bu süre fasülyenin cinsine ve haşlanma derecesine göre de değişecektir bu nedenle süre vermiyorum,ben kaynadıktan sonra 10-15 dakika kadar pişirdim,siz duruma göre davranın ama süreyi çok uzun tutmayın derim10 dakika kadar tutup kontrol edin ,pişmemişse tekrar kapatıp pişmeye bırakabilirsiniz.

 Düdüklünün kapağını açtıktan sonra fasülyemiz pişmişse artık afiyetle yiyebiliriz demektir,yanına mis gibi de bir pilav, işte akşam yemeğimiz hazır:)

AFİYET ŞEKER OLSUN....

23 Mart 2012 Cuma

ISPANAK YATAĞINDA BİBERİYELİ ET


ISPANAK YATAĞINDA BİBERİYELİ ET SOTE

Herkese mutlu bir hafta sonu diliyorum.

  Yorucu bir haftanın daha sonuna geldik sayılır,gerçi hafta sonu daha çok çalışanlar ve okula gidenler için tatil anlamına gelir,biz ev hanımları içinse asıl mesai başlar,çocuklar evde,eşimiz evde birde onlar evde olduğundan ''misafir gelir hoş gelir'',bu durumda da fazla mesai kaçınılmazdır ama ben halinden memnun olanlardanım,oğlumu da ,eşimi de,misafiri de severim.
 O halde diyoruz ki çalışanlara ve okula gidenlere iyi tatiller,bizlere de iyi çalışmalar (:

Neyse efendim sırada yine mevsim sebzelerinden biri olan ıspanağı yatak olarak kullandığım nefis bir et tarifim var,biz çok sevdik sizlere de tavsiye ederim,denerseniz de şimdiden kolay gelsin ve afiyetler olsun.
  Buyrunuz tarifime...


MALZEMELER

ıspanak sote için:

1 kg ıspanak
1 adet orta boy soğan
1 yemek kaşığı domates salçası
3-4 yemek kaığı sıvıyağ
tuz
taze çekilmiş karabiber
pul biber

et sote için:

1 kg kuşbaşı doğranmış et (ben bonfile kullandım)
2 yemek kaşığı sıvıyağ
5-6 adet arpacık soğan
taze çekilmiş kara biber
pul biber
kekik
biberiye (varsa taze yoksa kuru kullanılabilir)
tuz
 1 yemek kaşığı tereyağ (en son katılacak)


HAZIRLANIŞI

Öncelikle ıspanak sotemizi hazırlamak için,ıspanaklarımızı iyice yıkayıp,doğrayıp,süzdürelim,hatta mümkünse kurutalım.
  Ardından yağımızı tencereye alıp yemeklik doğranmış soğanımızı ekleyip şeffaflaşana kadar kavuralım,salçasını ekleyip biraz daha kavurup ateşin altını iyice açıp ıspanakları ekleyelim ve yüksek ateşte su salmasına izin vermeden pişirelim.
en son tuz ve baharatlarını ekleyip ocağın altını kapatalım.

Et sote için sıvıyağımızı tencereye alıp kızdıralım ve tuzladığımız etlerimizi içine atıp ,yüksek ateşte,mühürlenmesini sağlayalım.etinizin yumuşaklığına göre biraz su ilave edebilirsiniz ben bonfile kullandığım için hiç su kullanmadım.içine arpacık soğanlarımızı da atalım ,suyunu salıp çekene kadar ve yumuşayana kadar pişirelim.Piştikten sonra,baharatlarını da damak tadımıza göre ekleyelim,son olarak 1 kaşık kadar tereyağını ekleyip,karıştıralım ve ocağın altını kapatalım.

   Servis tabağına önce ıspanağı alalım onun üzerine eti yerleştirip sıcak olarak servis edelim.


ISPANAK YATAĞINDA BİBERİYELİ ET SOTE


AFİYET,ŞEKER OLSUN...

22 Mart 2012 Perşembe

SARIMSAKLI ,YOĞURTLU ERİŞTE ÇORBASI

SARIMSAKLI ,YOĞURTLU ERİŞTE ÇORBASI
Herkese merhabalar.
   Hava bugünlerde o kadar güzel ki bir yandan buna çok seviniyor diğer bir yandan taslakta henüz yayınlayamadığım kış sebzeleriyle yaptığım yemekler ve çorbalar nedeniyle azıcık panik oluyorum,derhal onları taslaktan çıkarmalıyım,bu nedenle bu aralar ,börek,çörek tarifi yayınlamayıp sadece çorba ve sebzelerden gidebiliriz demedi demeyin :)
  Postumu şuan o kadar hızlı yazıyorum ki ,sürçü lisan edersem affedersiniz artık :)
Sebebi az sonra bacılarımla geleneksel gezmemizi düzenleyeceğiz hemde bu defa büyük kardeşim yurt dışına gideceği için daha keyifli bir o kadar da dramatik bir gezi olacak bizim için.O nedenle acele bir şekilde postumu yayına alıp kaçmam lazım:)

 Asıl konuya gelecek olursak, sırada yine nefis mi nefis bir çorbamız var mutlaka denemelisiniz,şiddetle öneriyorum ve kaçıyorum..

  Diğer çorba tariflerime BURADAN ulaşabilirsiniz.
MALZEMELER

5-6 su bardağı su
3 su bardağı tavuk yada et suyu(eğer ikisinden biri yoksa 8-9 bardak su ve dilerseniz bulyon)
2 çay bardağı erişte(kısa ve ince olmalı yada kırabilirsiniz)
1 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı sıvı yağı
tuz
pul biber
taze çekilmiş karabiber
tuzot
terbiyesi için:
2 diş sarımsak
1 yemek kaşığı tepeleme un
4-5 yemek kaşığı dolu dolu yoğurt
1/2 su bardağı yoğurt suyu veya su
üzerine:
1 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı sıvı yağı
kuru nane
SARIMSAKLI ,YOĞURTLU ERİŞTE ÇORBASI
HAZIRLANIŞI

   Öncelikle tencereye suyumuzu ve tavuk yada et suyunu alalım.içine çok az tuz ve sıvıyağ ekledikten sonra kaynamaya bırakalım.kaynayan suya erişteleri ilave edip yapışmaması için sürekli karıştıralım ve kısık ateşte pişmeye bırakalım..erişteler pişerken bizde bir taraftan terbiyeyi hazırlayalım.unu,yoğurdu,rendelenmiş sarımsağı ve suyu iyice karıştırıp hiç topak kalmayacak şekilde çırpalım.
   Pişen eriştelere yavaş yavaş ilave edeceğiz ama yoğurt kesilmesin diye terbiyeye bir kaşık kaynar çorbadan ilave edip karıştırıyoruz,tekrar bir kaşık daha,bu şekilde terbiye ılıyana kadar devam edelim.sonrasında yavaş yavaş çorbanın içine döküp,tencerenin ağzını kapatmadan bir süre karıştıralım.pişene kadar tencerenin ağzını hiç kapatmayalım.bir süre terbiyeyle beraberde pişirip,tuzunu, baharatlarını ilave edelim.
  En son yağları ve naneyi kızdırıp üzerine dökelim ve  ocaktan alalım.sıcak olarak yada ılık olarak servis edebiliriz.iki hali de güzel oluyor.

      NOT:     ben her şeyi sizlere kolaylık olsun diye bardak hesabıyla yazıyorum fakat,artık bardak boyları birbirini pek tutmadığı için sorun olabiliyor.bu nedenle eğer çorbanız sulu olursa biraz daha erişte ekleyip kısık ateşte pişirebilirsiniz.ve eğer çorbanız çok yoğun olursa da biraz kaynar su ekleyebilirsiniz.
AFİYET OLSUN...

                                                     Twitter :    Reyhan Ksc
                                                     instagram :  reyhanksc
                                                     facebook:   anne eli gibi

21 Mart 2012 Çarşamba

PORTAKALLI ,FINDIKLI KEK

PORTAKALLI FINDIKLI KEK
Herkese musmutlu ,huzurlu bir gün diliyorum...
  Sıradaki tarifim artık mevsiminin son günlerini yaşayan portakalla aylar önce tamamen doğaçlama olarak yaptığım kekim.Portakal henüz raflardan kalkmamışken mutlaka denemelisiniz derim.
  Gecenin bu saatinde kendi adıma lafı pek te uzatmak istemiyorum,şuan saat gece 02.00 ve ben çok yorgunum,artık uyumak en büyük emelim diyorum ve tarifime geçiyorum:)

  Bu arada unutmadan tarifimi p.d.ç.s etkinliği için arkadaşım gelibolu17 'ye    ve çay kahve bahane etkinliği için sevgili çatlak kafe'ye   gönderiyorum,kolay gelsin kızlar:)


PORTAKALLI ,FINDIKLI KEK

MALZEMELER

3 adet yumurta
1,5 su bardağı toz şeker
1 su bardağı sıvıyağ
1/2 su bardağı süt
1 adet portakalın suyu ve kabuğunun rendesi
1 çimtik tuz
1 adet kabartma tozu
1 adet vanilin
1 çay kaşığı tarçın
1 çay bardağı fındık kırığı
2,5 su bardağı elenmiş un

üzerini süslemek için:
portakal kabuğu rendesi

PORTAKALLI FINDIKLI KEK

HAZIRLANIŞI

Öncelikle yumurtaları ve şekeri köpürene kadar yaklaşık 4-5 dakika kadar iyice çırpalım.Ardından süt,sıvıyağ,portakal suyu ilave edip biraz daha çırpalım,sonra un,kabartma tozu,vanilin,tuz ve tarçını bir kaba eleyip,ekleyelim ve biraz daha karıştıralım,en son fındık ve portakal kabuğu rendesinide ekleyip son bir kez daha karıştıralım ve yağlanmış,unlanmış kek kalıbına dökelim.
PORTAKALLI FINDIKLI KEK


Kekimizi öneceden ısıttığımız-170-180 dereceli fırında kürdan testinden geçene kadar pişirelim.
  Tabi her zamanki gibi ilk 25-30 dakika fırının kapağını açmıyoruz.piştikten sonra ilk sıcağı çıkınca üzerini portakal kabuğuyla süsleyip,dilimleyip servis edebiliriz..


PORTAKALLI FINDIKLI KEK

AFİYET,ŞEKER OLSUN...

19 Mart 2012 Pazartesi

Şimdiye Kadar Yedik; Ama Artık Yemezler!

Tarifler, reçeteler, doğal hayat ipuçları falan konuşuyoruz ama sağlıklı yaşam konusunda aklımızı daha çok kurcalaması gereken konu GDO, yani “genetiği değiştirilmiş organizmalar”.


Gündemdeki bu konu hakkında aksiyon almamızı sağlamak isteyen Greenpeace de güzel bir kampanya başlatmış; Yemezler! “Yemezler” ile isteyenler sadece konuşmak yerine, bir imza vererek bu sorunun çözülmesine katkı sağlayabiliyor.

Siz de dilerseniz buradan imza atıp, hala vakit varken GDO’ların ülkemize girmesine engel olabilirsiniz.
www.yemezler.org/?ref=199664

Evet, sadece bir imza atıp kampanyayı paylaşarak et, süt ve diğer gıdalar şeklinde yavrularımızın, ailemizin tabağına koymak zorunda kalacağımız GDO’larla daha güçlü şekilde mücadele edebiliriz. 12 GDO zaten serbestmiş, kalanlarını durdurmak sizin elinizde.

Kampanyaya katılanlar, bir de rozet toplayıp tişört, bardak kazanabiliyor.

Bu arada, bu GDO nedir ne değildir. Tehlikesi neymiş diyenler aşağıdaki videoyu izleyip, paylaşabilir.




#yemezler

Bir bumads advertorial içeriğidir.

UN ÇORBASI

UN ÇORBASI
Herkese musmutlu bir hafta diliyorum...
  Sonunda bahar sanki bize ceeee yapmaya başladı,tabi tekrar sırtını dönmezse ,malum hala mart ayındayız.
umarım öyle olmaz,bu güzel güneşli günleri kaçırmaksa ayrı bir sızı içimde:(
geçen postum da yazmıştım oğlumun hasta olduğunu,hala tam iyi değil,o bitmeden şimdide ben, ama benimki üşütmekten öte bir şey midemdeki rahatsızlık yüzünden sesim tamamen gitti,evdekilerle resmen sessiz film oynuyoruz anlaşabilmek için,telefonum çalmasın diye dua eder oldum,Allah'tan sosyal alemde ses gerekmiyor da oradan yırtıyorum ,yoksa uzun zaman buralara da uğrayamazdım.
  Neyse efendim,Rabbim kimseyi sağlığından etmesin deyip asıl konumuza geçiyorum,haftaya yine nefis bir çorbayla başlamak istedim,denemeyen varsa aranızda mutlaka denesin derim,yok eğer ben denedim derseniz de o zaman tarifim aklınızda bulunsun bence.
UN ÇORBASI
  Diğer çorba tariflerime BURADAN ulaşabilirsiniz.

MALZEMELER

2 tepeleme yemek kaşığı un
1,5-2 yemek kaşığı tereyağı
1 diş sarımsak
5-6 su bardağı et suyu
tuz
taze çekilmiş karabiber
üzerine:
1 tatlı kaşığı tereyağ
pul biber
UN ÇORBASI
HAZIRLANIŞI

  Öncelikle tereyağını tencereye alıp eritelim önce rendelenmiş sarımsağı ekleyip biraz çevirelim,ardından unu ekleyip hafif rengi dönüp kokusu çıkana kadar kavuralım.kavrulan unun üzerine soğuk et suyumuzu da ilave edip bir çırpıcı yardımıyla topaklanmasına izin vermeden karıştıralım.kaynayıp kıvamını alınca tuzunu ve karabiberini de ekleyip ocaktan alalım.
Eğer çorbanız koyu olduysa biraz daha kaynar et suyu yada su ekleyebilirsiniz,damak tadınıza göre ayarlamanız mümkün.
servis etmeden önce üzerine tereyağı da yada zeytinyağın da kızdırdığınız pul biberi de döküp sıcak olarak servis edelim..

AFİYET OLSUN...

                                                     Twitter :    Reyhan Ksc
                                                     instagram :  reyhanksc
                                                     facebook:   anne eli gibi

16 Mart 2012 Cuma

SUNUM YARIŞMASI ve SONUÇLAR



''İŞTE ÖDÜL ALDIĞIM SUNUM''


Herkese güzel bir akşam ve mutlu hafta sonları diliyorum..
Aslında bu postu daha evvel yazmam gerekiyordu ama fotoğraflar henüz elime ulaşmadığı için biraz askıya almak zorunda kaldım.
  Takip edenler bilirler daha evvel ,Lera fresca yazımda sizlere yeni projelerimiz olduğundan bahsetmiştim ama tam belli olmadığı için ne olduğunu söylememiştim.İşte o projemiz ,başlıktanda anlaşılacağı üzere sunum yarışmasıydı .Bende katılımcılardan biriydim,bizlere deneme amaçlı kübik kase,martini bardağı,shot bardağı ve gurme kaşık verildi, bunlarla değişik,güzel sunumlar yapmamız istendi.
  Üzerinde çok fazla düşünmedim desem yalan olmaz aklıma ilk gelen sunumu yaptım sayılır.Hiçbir sınırlama yoktu ,sunumlarımızı hazır gıdalarla bile yapabileceğimiz söylendi ama ben tercih etmedim.
sunumda tabiki süslemek,allamak,pullamak önemliydi ama ben birazda farklı bir sunum istedim,kübik kasede börek sunmak sanırım bunun en iyi açıklaması olur.


eat.drink.shoot studio  'ya gittiğimde sudan çıkmış balığa döndüm valla,bir baktım arkadaşlarım öyle sunumlar yapmışlar ki dedim reyhan senin işin zor canım,hadi dedim hayırlısı.

Neyse efendim işte benim sunum tablom üstteki fotoğrafta ki,sizce kazanmış olabilir miyim,ne dersiniz??

  Evet kazandım,çok zorlanarak seçim yapacakları en başından belli olan sevgili jüri üyelerimiz beni,''Minimalist tasarım dalında '' ödüle layık gördüler.Sağolsunlar varolsunlar:)

    Diğer kazanan arkadaşlar ise senem'in mutfağı ve emelin mutfağı  oldu..



  Bu başına gelmedik kalmayan zavallı  kaymaklı revani tatlım,gece saat 02.00,reveani yapıyorum o da ne? yoğurt kalmamış,ama benim iki tarifim var ikiside yoğurtlu,boşver dedim kendi kendime yoğurtsuz olsun.çırptım fırına attım oğluma bakmaya gittim,o da ne? yanık kokusu ,meğer 170 derece diye 230 derecede yakmışım fırını:(
  Tam yenisinimi yapsam derken henüz sadece üzerindeki kabuğun yandığını görünce ,sıyırıverdim yanığı attım bir daha fırına,ya tutarsa hesabı:) Tuttuda en azından iyi kötü kabardı revaniye benzedi,zaten lezzet önemli değildi,istesem hazır revani alabilirdim ama istemedim işte.Benim için asıl zor olan revaniyi martini bardağına düzgünce yerleştirip sunabilmekti,şükür ki başardım.
    Gurme kaşıkta da revaninin kaymağını ve cevizini sundum.

portakallı revani tarifim için tıklayın..



Bu kübik kasemiz,ona uygun kap bulup böreği pişirmek zor oldu ama güzel oldu,milföyden lale böreğim.



Bu da kübik kasede sunduğum diğer böreğim..

shot bardakta sunduğum süzme yoğurtlu havuç salatam.


yine shot bardakta sunduğum süzme yoğurtlu mor lahana salatam.


  Öncelikle yarışmaya katılan canım arkadaşlarıma, Ajans çalışanı ve yarışmayı düzenleyen yasemin hanıma,
foodstylist -chef , İnci Ülgen Bozyiğit'e
yemekshilisti , İnci Özgöz'e
kullanat market yetkilisi ,Bivet Levi 'ye
 diğer bir kullanat yetkilisi ,Betty Halegua'ya
 ve fotğrafçımız ,Özgür Balar'a
Sıcak karşılamaları ve ilgilerinden dolayı çok teşekkür ederim,tabi hediyelerim içinde ayrıca teşekkür ederim.

SAĞLICAKLA KALIN...

15 Mart 2012 Perşembe

KARNABAHAR PANE (YOĞURT SOSLU)

KARNABAHAR PANE (YOĞURT SOSLU)
Herkese merhabalar,hayırlı cumalar.
   Sırada yine nefis bir tarifim var sizlere,karnabaharı sevmeyen çok azdır diye düşünüyorum,brokoliden daha çok seviliyor sanırım,ben her ikisini de seviyorum o ayrı,sevmek ,yemek lazım çok faydalılar.
   Gerçi kızartınca ne kadar faydası kaldığı da tartışılır ama hiç yememekten iyidir diyorum.
Ben herşeyin panesini çok severim,kızartma seven bir millet olarak aslında hepimiz severiz,sadece bazılarımız bilinçli bir şekilde zararından dolayı uzak durur ve onu başaran insanlar candır:)
Neyse efendim uykusuzluktan benim devreler karışacak,bu postta karışacak gibi geldi bana ,kısa kesmek lazım:)
  Tarifi ben sizlere yoğurtlu veriyorum ama derim ki bir kısmını yoğurtsuz deneyin öylede nefis oluyor,haydi tarife geçelim..

MALZEMELER

1 adet orta boy karnabahar
tuz
limon suyu
haşlamak için yeteri kadar su
pane için:
1 şişe maden suyu
2 çay bardağı un
2 adet yumurta
1/2 limon
tuz
bulamak için:
 galeta unu
kızartmak için:
 bol miktarda sıvı yağ
sos için:
1 kase yoğurt
1-2 diş sarımsak
tuz
KARNABAHAR PANE (YOĞURT SOSLU)
HAZIRLANIŞI

Öncelikle çiçeklerini ayırdığımız karnabaharı iyice yıkayıp ,sirkeli suda bir süre bekletelim ve tekrar yıkayıp süzelim.Diğer tarafta limon suyu ve tuz kattığımız yeteri kadar suyu kaynatıp karnabaharları ekleyip yumuşayana kadar pişirelim ,bir süzgece alıp fazla suyunu süzülmeye bırakalım.
  Ardından galeta unu hariç tüm pane malzemelerini karıştıralım,yağımızı kızdıralım,karnabaharları önce paneye bulayıp ardından da galeta ununa bulayıp güzelce kızartalım ve havlu kağıt serili bir tabağa alalım ki fazla yağını çeksin.Tüm karnabaharlar bitene kadar aynı işlemi uygulayalım.

 En son sarımsaklı yoğurdunu hazırlayıp üzerine döküp servis edelim.Anne eli gibi,derki; bir kısmını yoğurtsuz servis edin,öylede nefis oluyor.
AFİYET OLSUN...

                                                 Twitter :    Reyhan Ksc
                                                 instagram :  reyhanksc
                                                 facebook:   anne eli gibi

YEMEK BLOGER'LERİ PİNHAN RESTORAN'DA BULUŞUYORUZ!!




  Evet arkadaşlar,başlıktanda anlaşılacağı üzere yemek blogger'leri , bir aksilik olmazsa 17 MART C.TESİ ,,SAAT: 13.00 'da,  Pinhan restoran'da buluşuyoruz.
Eğer istanbul'da yaşıyorsanız, yemek blogger'iyseniz ve buluşmaya katılmak istiyorsanız yapmanız gereken çok basit;

   ---adınız, soyadınız, telefon numaranız ve bloğunuzun linkini   ''   iletisim@anifotograflari.com   '' adresine göndermeniz yeterlidir.

  Yalnız unutmayın başvuran ilk 20 blogger buluşmaya katılabilecek,acele etmenizde fayda var.
Tanışmak ,görüşmek dileğiyle..

Daha fazla bilgi için buluşmayı düzenleyen arkadaşımızın bloğuna uğrayabilirsiniz tık tık

YER:   küçükyalı -pinhan restoran

14 Mart 2012 Çarşamba

SADE KEK



SADE KEK

Herkese güzel bir gün diliyorum...
  Bizde durumlar yine hastalıktan ibaret ne yazık ki,benim kuzu yine hastalandı,bazen kreşten alsam mı acaba diye düşünmeye başladım artık.
   Bu yaşına kadar toplasan bu seneki kadar hasta olmamıştır.Ama sosyalleşmesi gereğini de düşününce kreşten alma şansım yok maalesef,öyle böyle bu seneyi bitirmemiz lazım,bu seneden sonrası zaten mecburi eğitime giriyor,yıkılmadan devam etmek lazım:/
  Neyse efendim bugün sizlere sade mi sade bir kek tarifim var,aslında bu benim temel kek tariflerimden biridir,içine ne istersem katarım ama eşim artık nasıl özlediyse sade kek lezzetini ,reyhan bana sarı kek yapar mısın dedi geçenlerde:)
   Neyse efendim bende dedim eşime hay hay,benim için  en kolayı ve hemen yapıverdim çokta güzel oldu ,bende sade kek yapmayı özlemişim valla,çırp,pişir oh ne rahat:)
  Nasıl bir rahatlıksa artık hamuru kocaman tepsiye dökmüşüm,sonrada üşenip değiştirmedim,siz hamura göre bir tepsiyle pişirin:)

  Aslında bu kek hepimizin çocukluğundan kalmadır biraz,o zamanlar böyle alengirli tarifler yoktu,hemen annemiz çırpar atıverirdi fırına,mis gibide kokardı. o günleride hatırlatmış oldu bana.

  Neyse efendim,çenem daha çok düşmesin,post uzamasın, buyrun tarifimize...


MALZEMELER

3 adet yumurta
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı sıvıyağ
1,5 su bardağı toz şeker
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilin
3 su bardağı elenmiş un

HAZIRLANIŞI

Öncelikle yumurtaları ve şekeri köpürene kadar iyice çırpalım,yağını,yoğurdunuda ekleyip biraz daha çırpalım.
  Elediğimiz un,kabartma tozu ve vanilyayıda ekleyip güzelce karıştıralım ve yağlanmış,unlanmış kalıbımıza döktükten sonra önceden ısıtılmış 180 dereceli fırında biraz pişirip ayarını 150-160 dereceye düşürelim (tabi bu derece sizin fırınınıza göre değişebilir bunu göz önünde bulunduralım).bu arada kapağını en az 20-25 dakika asla açmıyoruz,hatta mümkünse daha uzun süre açmayalım.
Kekimiz kürdan testinden geçince fırından alıp soğumaya bırakalım.Soğuyunca kalıbından çıkarıp ,dilimleyip servis edebiliriz..


SADE KEK
AFİYET,ŞEKER OLSUN...

12 Mart 2012 Pazartesi

BROKOLİ ÇORBASI (makarna suyuna)

BROKOLİ ÇORBASI (makarna suyuna)
 Herkese merhabalar.
   Biz baharı bekleye duralım kar kış yine soğuk yüzünü gösterdi buralarda,istanbul'da şuan lapa lapa kar yağıyor,atalarımız boşuna dememiş ''mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır'' diye,sahiden de öyleymiş,ama ''Rabbim neylerse güzel eylermiş''bunda da vardır bir hayır diyorum ben..
     Bende madem haftaya karla girdik,şöyle sıcacık bir çorbayla başlıyayım dedim..
 Mis gibi terbiyeli ,makarna suyuyla yapılmış brokoli çorbası,aslında makarna suyuna çorba biraz tesadüf oldu,ben normalde makarnayı haşlamam,pilav gibi kısık suda suyunu çektirerek yaparım ,fakat geçen gün makarnanın suyunu biraz fazla kaçırınca 1 bardak kadarını ayırdım ve o arada ocakta pişen çorbama kattım,iyide etmişim gayet güzel oldu,sizlere de bu şekilde tavsiye ederim hem israf olmaz hemde leziz çorbalarınız olur,tüm çorbalarınıza ekleyebilirsiniz,yok ben makarna suyu eklemem derseniz, tavuk suyu da kullanabilirsiniz.
  Denerseniz beğenmeniz dileğiyle,geçiyorum tarifime..
BROKOLİ ÇORBASI (makarna suyuna)
Diğer çorba tariflerime BURADAN ulaşabilirsiniz.

MALZEMELER

1 adet büyük boy brokoli
1 adet orta boy patates
2 yemek kaşığı tereyağı
1 su bardağı makarna suyu yada tavuk suyu
6-7 su bardağı su
tuz
değirmende çekilmiş karabiber
tuzot
pul biber
terbiyesi için:
2 yemek kaşığı yoğurt
1 yemek kaşığı un
biraz su yada yoğurt suyu

BROKOLİ ÇORBASI (makarna suyuna)
HAZIRLANIŞI

  Öncelikle brokolileri yıkayıp bir süre sirkeli suda bekletelim ve tekrar yıkayıp süzelim.diğer tarafta 6  bardak suyu kaynatıp brokoliyi ve soyup doğradığımız patatesi ekleyip pişmeye bırakalım.sebzeler yumuşayınca makarna suyunu yada tavuk suyunu da ekleyip blendırdan geçirelim.
  Diğer taraftan terbiyesi için ,yoğurt ve unu bir kaseye alıp biraz suyla sulandıralım ve iyice çırptıktan sonra çorbadan birkaç kaşık ilave edip terbiyeyi ılıtalım ve yavaş yavaş çorbaya ilave edip karıştıralım ve tekrar kaynamaya bırakalım.
Kıvamını kendi damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz,koyu olursa biraz daha kaynar su ekleyebilirsiniz.
  Ardından tereyağını eritip biraz kızdırıp çorbaya ekleyip son olarak tuz ve baharatlarını ekip ocaktan alalım.
sıcak sıcak servis edelim..

AFİYET OLSUN...

                                                     Twitter :    Reyhan Ksc
                                                     instagram :  reyhanksc
                                                     facebook:   anne eli gibi

10 Mart 2012 Cumartesi

MERCİMEK KÖFTESİ

MERCİMEK KÖFTESİ
Herkese merhabalar,mutlu bir hafta sonları..
  Umarım herkes iyidir,beni sorarsanız,soranlar olur bence :)
yoğunluğumu saymazsak çok şükür iyiyim..
Bugün hemen konuya geçiş yapmayı düşünüyorum,efendim sıradaki tarifim benim ilk tariflerimden olan mercimek köftesi, fakat şuan itibariyle ilk tarifle hiçbir ilgisi kalmadığından ve bunun lezzetini daha çok beğendiğimden,yeni fotoğraflarıyla güncelleme kararı aldım.Bence çokta iyi ettim,e hadi o zaman buyrun yeni tarifimize..
  Heee bu arada unutmadan tarifimi ''porselen demlik çay saati etkinliğine'' ev sahibeliği yapan canım arkadaşım Gelibolu17   'ye gönderiyorum ve etkinliklere zaten alışık olan arkadaşıma, kolaylıklar diliyorum..

MALZEMELER

1,5 su bardağı kırmızı mercimek
1 su bardağı ince bulgur
3,5 su bardağı su
3 yemek kaşığı margarin
1 yemek kaşığı sıvıyağ
1 adet orta boy soğan
1 demet maydanoz
1 demet yeşil soğanın yaprakları
1 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kaşığı biber salçası
1 tutam taze nane (yoksa 2 çay kaşığı kuru nane)
pulbiber
tuz
1 çay kaşığı kimyon
1 çay kaşığı toz kırmızı biber
servis için
kıvırcık salata ve limon
MERCİMEK KÖFTESi
HAZIRLANIŞI

   Öncelikle yıkadığımız mercimeği kısık ateşte 3,5 su bardağı suyla pişirip, çok az su kalacak şekilde suyunu çektirelim.suyunu çekince yıkanmış bulgurları ekleyip iyice karıştırıp kapağını kapatalım.15-20 dakika demlendirelim.
    Diğer taraftan margarini ve sıvıyağı bir tavaya alıp  ısıtalım ,yemeklik doğradığımız soğanlarıda ekleyip soteleyelim.ardından salçalarıda ekleyip kavurduktan sonra ateşten alalım ve demlenmiş olan mercimek ve bulgurların içine katalım.ardından ince ince doğranmış yeşilliklerimizi de ekleyip son olarak tuz ve baharatlarını ekip iyice harmanlayalım.baharat miktarını kendinize görede ayarlayabilirsiniz ama bu baharatları mutlaka kullanın derim,en çok onlar yakışıyor.
   Eğer köftelerin miktarını çoğaltmak isterseniz iki mislini yapabilirsiniz.bu harçla böldüğünüz parçalara göre değişiklik gösterir ama, ortalama 15 adet çıkıyor.
Köfte harcımız hazır olunca,istediğimiz şekli verip,kıvırcık ve limonla servis edelim.
AFİYET OLSUN...

                                                 Twitter :    Reyhan Ksc
                                                 instagram :  reyhanksc
                                                 facebook:   anne eli gibi

8 Mart 2012 Perşembe

MUZLU ,FINDIKLI KEK ve DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

MUZLU ,FINDIKLI KEK

 Herkese mutlu bir gün ve şimdiden hayırlı cumalar diliyorum ve tabiki bu kadarıyla yetinmeyip,tüm kadın takipçilerimin 8 mart dünya emekçi kadınlar gününü yüreğimle kutluyorum.
   Şimdi bazıları diyecek ki sadece bir gün mü bizim?
Hayır efendim sadece birgün değil tabiki her gün bizim ama bazen ,birşeyleri anlatabilmek içinde sembolik günlere ihtiyaç vardır,işte 8 mart dünya kadınlar günüde bu sembolik günlerden biridir bana göre.

    Kim ne derse desin bizim ülkemizde malesef kadın hala ikinci sınıf vatandaşdır ve bunu erkeklere anlatabilmeliyiz,sakın yanlış anlaşılma olmasın ben feminist falan değilim,çok sevdiğim bir eşim ve uğruna canımı bile verebileceğim bir oğlum var yani feminist olma şansı şuan % 0 diyebilirim:)
Ama bu demek değil ki kadınlık haklarımı korumam,en sevdiğime karşı bile çatır çatır korurum,biraz asiyimdir de:)
   Yalnız küçük bir hatırlatma ''kadın kadının kurdudur''atasözünü yabana atmadan yaşayalım lütfen,zira bize çoğu zaman en büyük zararlar yine hemcinslerimizden geliyor,tecrübeyle sabittir:))
 .Bu arada diğer bloğumda  CAN DÜNDAR'ın bugünle ilgili yazdığı çok güzel bir yazı yayınladım okumak isterseniz    burdan buyrun>>

  Neyse efendim hepimizin 8 mart'ıda hergünüde musmutlu geçsin inşallah,tüm gözyaşlarımız mutluluktan olsun diyorum ve bir diğer konumuza geçiyorum.

   Geçen gün Yağız'ıma sürpriz yapmak istedim ,okuldan gelince keki hazır olsun diye yetiştirmeye çalıştım,istediğimde oldu,eve girer girmez anne bu evde mis gibi bir koku var diyerek girdi içeriye^:^
 Benim kek canavarı için güzel bir sürpriz oldu,çok sevindi,tabi o sevinince bende çok mutlu oldum,şu annelik nasıl birşeyse artık ,o mutlu sen mutlu :)  o mutsuz sende mutsuz:(
ifadeler aynen yukarıdaki gibi yani..

   Bu tarifi lezzet dergisinde görmüştüm,tabi her zamanki gibi kendime göre değiştirdim,hatta başlık bile değişti,mesela o sadece ''muzlu kek''ti ben fındık katınca''muzlu fındıklı kek''oluverdi birden:)

   Uzun lafın kısası buyrun tarifimize...




MALZEMELER


80 gr eritilmiş tereyağı
4 adet olgun muz
1 su bardağı şeker
1 adet yumurta
1 çay kaşığı karbonat
1 çay kaşığı tarçın
1 tutam tuz
1,5 su bardağı un
1/2 çay bardağı fındık kırığı


üzerine:ben hazır sıkılan çikolata sosundan döktüm,azıcık kolaya kaçtım:/eğer siz çikolata sosu yapmak isterseniz;

1 çay bardağı krema
80 gr bitter çikolata

süslemek için:
muz dilimleri


HAZIRLANIŞI

   Öncelikle tereyağı eritip ılımaya bırakalım,ardından derin bir kasede muzları çatal yardımıyla püre haline gelene kadar ezelim.erimiş tereyağı ilave edip karıştıraım.toz şekeri ve yumurtayıda ekleyip iyice çıralım.karbonatı,tarçını bir tutam tuzu ve elenmiş unumuzuda ilave edip iyice karıştıralım.en son dilediğimiz kadar fındık kırığı ilave edip son kez karıştıralım.kek karışımını yağlanmış,unlanmış kek kalıbına dökelim ve önceden ısıtılmış 160-170 dereceli fırında kapağını açmadan pişirelim.soğumaya bırakalım.

çikolata sosu için: çikolatayı benmari usulü eritip kremayı ekleyelim ve çikolata eriyene kadar karıştıralım ve soğumaya bırakalım.Soğuduktan sonra krema torbasıyla sıkalım.yada benim gibi aceleniz varsa hazır çikolata sosuda dökebilirsiniz.üzerini muzla süsleyip servis edelim.



AFİYET,ŞEKER OLSUN..

7 Mart 2012 Çarşamba

SİZLER İÇİN SUSHİ YAPTIM :)





Herkese musmutlu bir gün diliyorum...

   Bugün sizlere geçtiğimiz pazar BUMERANG'ın düzenlediği ''bumerang deneyim günleri'' etkinliğinin ilki olan sushico workshop'undan bahsedeceğim.Bende oradaydım ve iyiki de oradaymışım,çok keyifli iki saat geçirdim.Sushico'nun şefi YUTAKA HASİNO'nun esprili ve sıcak anlatımıyla birlikte püf noktalarıyla, sushi yapmayı öğrendik.hatta aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü üzere diploma bile aldık:)
   Bu arada adımın yanında yazan japonca kelime ''reyhan '' anlamına geliyormuş,buda benim için çok güzel bir sürprizdi,çok ince bir düşünceydi..
DİPLOMAM:)

   Benim için oldukça güzel bir deneyimdi,bu worshop'a gitmeseydim belkide hayatımda hiç sushi yemek aklıma gelmeyecekti.sushi deyince aklınıza sadece çiğ balık gelmesin,o kadar çok çeşidi var ki ben inanamadım.sebzeli seçenekleride mevcut,tabiki koşun yiyin diyemem çünkü sushi,hala Türk kültürüne çok uzak bir yiyecek,ama eğer seviyorsanız yada denemek istiyorsanız mutlaka sushico'ya uğrayın derim.Hem çok hijyenik ortamda yapılıyor hemde şefi bu konuda oldukça uzman.
Neler yaptığımıza gelince;ilk olarak malzemeleri ve faydalarını öğrendik.Ardından şefimizin sıcak ve kendine has anlatımıyla nasıl yapacağımızı izledik ve hemen uygulamaya geçtik.



İlk olarak ROOL NORİ yaptık..

TEMAKİ SUSHİ

İkinci olarak ,içinde marul ve yengeç olan,TEMAKİ SUSHİ'yi yaptık.


NİGİRİ SUSHİ

Son olarakta çiğ balıktan yapılan NİGİRİ SUSHİ'yi yaptık.Ama onun tadına bakamadım malesef:(

SUSHİCO'NUN ŞEFİ ,YUTAKA HOSİNO

Yine çok güzel arkadaşlıklar kurdum,en güzel taraflarından biride bu sanırım benim için,kısacası biz bu workshop'tan çok keyif aldık.


   Kendi ellerimle yaptığım sushilerimi sağolsunlar güzelce paketleyip çıkışta bana verdiler, yanınada olmazsa olmazı,soya sosunu,''Wasabi'' denilen ve bayır turbundan yapıldığını öğrendiğim, çok çok acı olan yeşil renkli japon hardalını ve zencefil turşusunu ileve etmişler..
  Paketlerimizi de alıp, tekrar görüşmek dilekleriyle hepimiz oradan ayrıldık.











 Sevgili şefimiz YUTAKO HASİNO'ya, BUMERANG'a, bizden samimiyetini esirgemeyen bumerang görevlisi HİLAL HANIM'A, SUSHİCO çalışanlarına ve güzel sohbetlerini benden esirgemeyen tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.Yeni projelerde tekrar görüşmeyi umuyorum..



    Worksohop'ta beraber olduğum arkadaşlarımın bloglarına da bir göz atın derim...




SAĞLICAKLA KALIN...

5 Mart 2012 Pazartesi

ANNE ELİ GİBİ 1 YAŞINDA :)



Herkese musmutlu akşamlar,kendime ve bloğumada musmutlu yıllar diliyorum:)

   Evet başlıktanda anlaşılacağı üzere bugün ANNE ELİ GİBİ 'nin kuruluş yıldönümü,e tabi benimde blog yazarı oluşumun yıl dönümü:)
Herkes için güzel şeylerin yıldönümleri çok önemlidir benim içinde öyle ama bu başka ,daha evvelde biraz bahsetmiştim,acemi olmama rağmen öyle badireler atlattım ki,ilk yılımı azimle devam edip bitirmiş olabilmem benim için çok önemliydi.Bu bir yıl içinde sorunlar nedeniyle taşıdığım url'si değişen dördüncü bloğum,umarım son olacak, belki ilerde en fazla ''com'' adresine geçerim ,onun dışında burada sorunsuz çakılıp kalmak istiyorum:)
   Peki blog yazarı olmak bana ne kazandırdı,çok mu gerekliydi?

    Blog yazarlığı bana çok şey kazandırdı tabiki;ben bu işe hobi olarak başladım ve halada benim için en büyük özelliği çok sevdiğim hobim olması,bir kere bana büyük bir prestij kazandırdı aldığım yorumlar ve ilgi kendimle gurur duymamı sağladı ki eskinden de çevremden çok güzel yorumlar alırdım ama hiç tanımadığım, sesini duymadığım ,yüzünü bile görmediğim insanların benim yaptığım işleri beğenmesi daha bir başka, hemde dünyanın dört bir yanından ulaşılır ve beğenilir olmak çok ama çok güzel bir duygu,birde harika arkadaşlıklar kurdum,yüzyüze görüştüğüm telefonla görüştüğüm bir sürü arkadaş ve belkide ilerisi için dost kazandırdı bana,hayal kırıklığı da yaşamadım değil ama olsun ,oda işin nazar boncuğu :(

   Blogspot'un mahkeme kararıyla kapatıldığı güne denk gelmişti blog açışım, hevesim kursağımda kalmasın dedim blogcuda bir blog açtım,açmaz olaydım oranında derdi bitmedi hiç,blogspot'un açıldığını duyunca dedim ben oraya geçeyim ve çok zor bir çalışma başladı benim için kopyala yapıştır tam150 tane tarif taşıdım birde kıyamadığım yorumları,çok zordu ama başarmıştım,aradan zaman geçti bu defada facebook'taki sayfam yüzünden oldu olanlar, tekrar taşındım,tekrar derken,tecrübe sahibi oldum hatta çakal olma yolunda ilerliyorum desem,sanırım abartmış olmam :)

  İşte ben bu sorunlarla uğraşırken bloglarda neler oluyor kaçırmışım tabi ben size gelmeyince sizlerde beni kaçırdınız,sadece facebook'ta aktiftim,twitter 'da bile yeni yeni aktifim blogları da son birkaç aydır gezmeye başladım ve iyikide başlamışım, harika bloglar ve yazarlarla tanıştım,yani bir yıldır blog yazarıyım ama sizlerin çoğuyla tanışmam birkaç aylık bir süreç.Kaybettiğim uzun zamanı unutup, geç olsun da güç olmasın diyorum,ancak öyle avunuyorum:)

   Doğum günümüz içinde fotoğraflarda göründüğü üzere şeker hamuru kurabiye yaptım,aslında başka planlarım vardı ama malesef bu aralar çok yoğun olduğum için evdeki hesap çarşıya uymadı,çok uyduruk oldu ama bugünü simgelediğini düşünüyorum..
   Neyse efendim bu yazı daha çok uzar gider ,en iyisi sizleri bezdirmeden yazımı sonlandırayım,tabi okuyanlar için bu sözüm:)
  Umarım daha bıkmadan ,usanmadan ,sorun yaşamadan sizlerle güzel paylaşımlarda buluşabilirim,beni yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ederim hepinize,kocaman sevgiler gönderiyorum...

SAĞLICAKLA KALIN...